TİK-TAK

Atilla Galip Pınar - '12'ye 5 kala'

Sessizlik; odadaki saatin tik taklarının duyulmasıdır. Bazan öyle olur ki, odadaki kişilerin kalabalığından, onların seslerinden duyulmaz olur, bastırır saatin sesini; bazan de uyumak için yatağa yattığımızda odadaki saatin sesine takılan kulaklarımız bir süre sonra gene onu duymaz olur. Uyuduğumuzdan değil, ama beynimizin içindeki diğer seslerden, düşüncelerden, kendi kendimize konuşmalardan...

Aynı zamanda yalnızlıktır saatin tik takları. Oda da bizden başka kimse olmadığını gösterir veya odadaki herkesin kendi dünyasına çekildiğini...

Ve yaşamdır saatin tiktakları. Hiç durmadan devam ederler, zamanın geçtiğini, bir şeylerin hareket halinde olduğunu gösterirler. Bu yüzden gece uyumak için yatağımıza yattığımızda, kulağımızın ister istemez takıldığı saatin tik takları bir süre sonra rahatsız edici hale gelir. Biz orada hareketsiz dururken, o ses yanımızdan geçer gider, bizi geride bırakır zaman. Ertesi gün uyandığımızda, büyük bir aceleyle onu yakalamaya çalışırız, kaldığımız yerden devam etmek yerine...

Elektrronik saatler mi? Görünürde hiçbir aksamı olmayan, sadece dijital rakamlardan ibaret, sessiz sedasız elektronik saatler. İşte onlar Şeyh Ahmet Zamani'ye göre hep kıyamet alametleri...

Yorumlar

Popüler Yayınlar