ÇOK TANRICILIKTAN TEK TANRIYA DEMOKRASİ
Demokrasi: Adalet, Eşitlik, Özgürlük, Temsil Edilme |
Antik uygarlıkların (Yunan, Mezopotamya, Mısır, Hitit vs.) bütün
pantheonları (tanrıları) birbirine benzer. Hiyerarşi bir piramit gibi
yukarıdan aşağıya doğru iner. En tepede bir baş tanrı, sonra da aşağı
doğru her atta sayıları artarak diğer tanrılar yer alır. Mesele buna
genelde en bilinen örneği verebiliriz, ki o da Yunan Pantheonu'dur. 12
Olymposlu olarak anılan 12 tanrı, tanrılar katı olarak kabul edilen yüce
dağ Olympos'ta yaşarlar. En başta, liderleri konumunda Zeus vardır.
Sonra diğer 11 tanrı gelir (Hera, Poseidon, Afrodit, Athena... vs.). Ama
bu kadar da değildir; bu çok tanrılı bir sistem olduğu için bunların
altında da (yeryüzünde yaşayan) aklınıza gelebilecek her şeyin tanrısı
vardır. Zeus baş tanrı olarak tüm yeryüzünün hakimidir, tabi bu akla
hemen istediği her şeyi yapabileceğini getiriyor, ama öyle olmuyor. Her
ne kadar Zeus, arada sırada tanrılar kuruluna danışsa da, başta Hera
olmak üzere, diğer bütün tanrılar onun hareketlerine, düşüncelerine,
'tek başına' yapmak istediklerine engel oluyorlar, karşı çıkıyorlar veya
tartışarak sonucunda bir hayır görüyorlarsa kabul ediyorlar. Böylece
yeryüzünde bir denge sağlanmış oluyor. Zira hiçbiri yeryüzünün Zeus'un
oyun bahçesi haline dönüşmesini istemiyor. Zeus da bu kadar tanrıya
karşı tek başına etkili bir güç olamıyor; olursa da karşılığı var.
Bu durum hepsi pagan olan ve yüzlerce, binlerce tanrıları olan antik uygarlıkların hepsinde böyle. Her ne kadar pantheonda bir baş tanrı olsa da, diğer tanrılardan dolayı da tek başına yeryüzüne hükmetme olasılığı yok.
Ancak gel zaman, git zaman ne oluyorsa, bu yüzlerce tanrının gücü tek bir tanrıda toplanıyor ve ortaya 'ilahi' denen tek tanrılı dinler çıkıyor. Ve bu tek tanrı tüm gücü elinde tutan kişi olarak -düşünsenize yüzlerce, binlerce tanrının paylaştığı güç tek bir tanrıda!- insanlardan kendisine sorgusuz, sualsiz, kesin bir inanç istiyor. Kabul etmeyenleri günahkar ilan ediyor, kendisine inananlarla üzerlerinde tahakküm kurmaya çalışıyor. Gene bir sonuç alamazsa yok ediyor... Ve bu böyle sürüp gidiyor, kanlar akmaya devam ediyor.
Yalnız çok ilginçtir, demokrasi ilk olarak çok tanrılı inançlarda ortaya çıkıyor. Çünkü tıpkı tanrıları gibi, onlar da siyasette tartışmayı ve oy kullanmayı esas alıyorlar. Tartışarak neyin kendileri için hayırlı olup olmadığına karar veriyorlar. Birbirlerini kontrol ediyorlar; bir kişinin alıp başını yürümesine izin vermiyorlar. Her şeye oy kullanarak karar veriyorlar. Sosyal yaşamı düzenleyen kanunlar yine ilk çok tanrılı inançlarda yapılıyor. Çünkü bu kanunlar insanların kendi başına hareket etmesini engelliyorlar, bunlara uymayanı cezalandırıyorlar. Ve en önemlisi, çok tanrılı inançlarda hiçbir zaman bir inanç veya tanrı için savaş yapılmamıştır. Uğruna kan dökülmemiştir.
Diğer taraftan sorgusuz, sualsiz, kesin itaat isteyen tek tanrılı dinlerle birlikte hem tanrı/Allah için savaş ortaya çıkmış, hem de imparatorluklar, padişahlıklar ortaya çıkmıştır. Çünkü onlar da tıpkı tanrı gibi, kesin itaat ister; kendisine karşı bir görüş istemezler...
Dolayısıyla, gücün tek bir tanrıda toplanmış olması bugün yeryüzündeki kanlı sorunların neredeyse tamamının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu da gösteriyor ki, ilahi sistemleri kendisine örnek alan insanın da toplumsal veya yönetimsel olarak gücü bir tek insanın eline vermesi aynı sonuçları doğuracaktır...
Bu durum hepsi pagan olan ve yüzlerce, binlerce tanrıları olan antik uygarlıkların hepsinde böyle. Her ne kadar pantheonda bir baş tanrı olsa da, diğer tanrılardan dolayı da tek başına yeryüzüne hükmetme olasılığı yok.
Ancak gel zaman, git zaman ne oluyorsa, bu yüzlerce tanrının gücü tek bir tanrıda toplanıyor ve ortaya 'ilahi' denen tek tanrılı dinler çıkıyor. Ve bu tek tanrı tüm gücü elinde tutan kişi olarak -düşünsenize yüzlerce, binlerce tanrının paylaştığı güç tek bir tanrıda!- insanlardan kendisine sorgusuz, sualsiz, kesin bir inanç istiyor. Kabul etmeyenleri günahkar ilan ediyor, kendisine inananlarla üzerlerinde tahakküm kurmaya çalışıyor. Gene bir sonuç alamazsa yok ediyor... Ve bu böyle sürüp gidiyor, kanlar akmaya devam ediyor.
Yalnız çok ilginçtir, demokrasi ilk olarak çok tanrılı inançlarda ortaya çıkıyor. Çünkü tıpkı tanrıları gibi, onlar da siyasette tartışmayı ve oy kullanmayı esas alıyorlar. Tartışarak neyin kendileri için hayırlı olup olmadığına karar veriyorlar. Birbirlerini kontrol ediyorlar; bir kişinin alıp başını yürümesine izin vermiyorlar. Her şeye oy kullanarak karar veriyorlar. Sosyal yaşamı düzenleyen kanunlar yine ilk çok tanrılı inançlarda yapılıyor. Çünkü bu kanunlar insanların kendi başına hareket etmesini engelliyorlar, bunlara uymayanı cezalandırıyorlar. Ve en önemlisi, çok tanrılı inançlarda hiçbir zaman bir inanç veya tanrı için savaş yapılmamıştır. Uğruna kan dökülmemiştir.
Diğer taraftan sorgusuz, sualsiz, kesin itaat isteyen tek tanrılı dinlerle birlikte hem tanrı/Allah için savaş ortaya çıkmış, hem de imparatorluklar, padişahlıklar ortaya çıkmıştır. Çünkü onlar da tıpkı tanrı gibi, kesin itaat ister; kendisine karşı bir görüş istemezler...
Dolayısıyla, gücün tek bir tanrıda toplanmış olması bugün yeryüzündeki kanlı sorunların neredeyse tamamının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu da gösteriyor ki, ilahi sistemleri kendisine örnek alan insanın da toplumsal veya yönetimsel olarak gücü bir tek insanın eline vermesi aynı sonuçları doğuracaktır...
Yorumlar
Yorum Gönder