MUTLULUĞUN RESMİ
Ne olmasını istediğim şeyleri, ne de
olmamasını istediğim şeyleri bir resme sığdırabilirim; ama illa ki 'mutluluğun
resmi'ni yapacaksak bir şekilde, anaokuluna yeni başlamış çocuğun yüreğinin
saflığıyla çizdiği 'o resmin' olmasını isterim. Çünkü hepsi aynı şeyi çizerler
çocukların; sadece, dağların arasından yükselip kendisini gösteren güneşi, ve
belki bir nehir akar önünde dağların ve belki sadece tek katlı bir ev vardır
nehrin kenarında ve belki de bir
çocuk anne ve babasıyla oynamaktadır o
nehrin kenarında mutlu bir şekilde... İnsanın kendini körelten saplantıları,
basit istekleri ve arzuları yoktur o resimde; cep telefonları, arabalar,
bilgisayarlar, gökdelenler ve maddi hiçbir şey yoktur: Üstelik o resimlerde ne
dağ dağ gibidir, ne güneş güneş gibidir, ne nehir mavidir, ne de dağlar
yeşil... O resimde neyin ne olduğunu sadece o çocuk bilir! Ve belki de bu
dünyada olması gereken tek şey o çocuğun saflığıdır!
II
Çizdiğimiz resimler ne kadar gerçekçi ve
detaylı olursa, aslında hayal gücümüzü de o kadar yitirmişiz demektir bu. Neden
mi? Bir çocukken yaptığınız resimlerdeki o basit ve hayal dolu ev tasvirlerini
hatırlayın, bir de şimdi bir ev resmi yapın ve ikisini karşılaştırın. Şimdi
yaptığınız ev, şimdi içinde yaşadığınız betonarme yapıya öyle benzeyecek ki!
Oysa çocukken o ev tamamen hayal gücünüzün ve umutlarınızın ürünüydü. İşte bu
yüzden çocukların resimleri hayal doludur... Renkleri bile bizim dünyamızın
kalıplaşmış renklerinden farklıdır! İşte bu yüzden, çocuklarınıza "ağacın
yeşil renkte olması gerektiğini" öğretmekten kaçının. Onun, o hangi rengi
isterse o renge bürünebileceğini bilsin...
Eğer çocuklar isterse her şeyin rengi
değişebilir!
Yorumlar
Yorum Gönder