SÜMERCE VE TÜRKÇE



Bugün Hititçe diye anılan dil linguistik açıdan incelendiğinde, batılı filologlarca Hint-Avrupa dil ailesine mensup olarak tanımlanıyor. Bu yargıya varılmasının en önemli sebebi ise iki kelimenin, Hint-Avrupa dillerindeki karşılıkları ile yoğun benzerlik göstermesi. Bu kelimeler su anlamına gelen “watar” (water) ve yiyeceksin anlamına gelen “ezzateni” (eat, ezzan, edere). Oysa bu teoriyi 1917 yılında Hrozny isimli bir Çek alim ileri sürmüş ve hemen kabul edilip alkışlanmıştır batıda. Ahmet Ünal da Hititçe’yi Hint-Avrupa dil ailesine sokmakla birlikte, Sümerce, Akadca, Hurrice ve Hattice’den yoğun şekilde dile girmiş yabancı kelimeler sebebiyle, Hint-Avrupa sözcük dağarcığının çok azaldığını belirtmektedir.
Hal böyle iken batılı filologlar Sümerce ve Türkçe arasında benzeşen kelimeler, Hititçe ve Avrupa dilleri arasında olduğundan çok daha fazlayken, Sümerce’yi Ural-Altay veya Turani dillere sokmakta zorlanırlar. Ancak Prof. Dr. Osman Nedim Tuna Sümerce ve Türkçe arasında yaklaşık 200 tane aynılık derecesinde benzeşen ve aynı köke sahip kelime saptamıştır. Ancak iki kelimeye karşılık bu 200 kelime Sümerce’yi Turani dillere sokmaya yeterli görülmemektedir.
Aşağıda Sümerce ile Türkçe arasındaki benzer kelimeleri listeledim. Sümer Dili ve Grameri (Mebrure Tosun, TTK, 1981) kitabında yer alan Sümerce kelimeler ve anlamlarına karşılık gelen Türkçe kelimeleri de (‘/’ işaretinden sonra) yanına ekledim.
amelu= hür adam/ amele
apsu= okyanus
zumru= vücut/ zümre (topluluk, grup)
makasu= mahsulden pay almak/ makas (kesen alet)
samu= gökyüzü/ sema
elu= yukarı/ ali, ulu
elis= yukarıda
marasu= hasta olmak; mursu= hasta, hastalık/ maraz
abu= baba; babu= kapı
suqu= sokak
egeru= bükmek, bükülmek/ eğe (eğmek)
matu= ölmek/ mat
nurum= ışık, nur
zeru= tohum/ zerre
banu= yapmak, yaratmak/ kadın, hatun, hanım (doğuran kişi olarak yaratıcıdır)
salamu= sağlam olmak/sağlam
qanu= kamış/ kanal
belu= bey
nalbantu= tuğla kalıbı/ nalbant
zimu= sima, yüz
eqlu= tarla/ ekin
(w)arka= sonra/ arka
naggaru= marangoz, naccar
samassammu= susam
arku= uzun; araku= uzun olmak/ ırak
temen, temennu= temel
liblibbi, lip lipi= torunlar/ leblebi
sabu= asker, er/ sabi, küçük çocuk
halhallatu= bir çeşit müzik aleti, halka/ halhal
elitu= dış, üst kısım, tepe kısmı/ elit
kabkagag= kapkacak
tillu=höyük/ Tille Höyük adını buradan alır
tabaku=dökmek/tabak
lubuštu=yün tayını, elbise/libas
mu=su/ma
milu=sel/ mil, balçık
kisu=para kesesi/kese
halaqu=yok olmak, kaybolmak/helak olmak
barbaru=kurt/ börü  >> Yunanca 'barbaros'; barbar, medeni olmayan demektir. Eski Yunanlılar kendileri dışındaki halklara barbar derdi. Bunun sebebi olarak bize öğretilen ise, bu halkların konuşmalarının kulaklarına 'bır bır' şeklinde geldiğiydi (bugün argoda kullandığımız ‘vır vır etme’ buradan gelmedir). Oysa kelime Sümerce'de barbaru olarak mevcut. Sümerce ise barbaru kurt anlamına geliyor ve kurt genelde vahşilikle, evcil (uygar) olmamasıyla tanımlanan bir hayvandır.

Sümerce tanrıça ve ilahi kişilik isimleri:
Ninmah
Nintu
Ninhursag
Ninsar
Ninkurra
Ninti
Başlarındaki "Nin-" eki kadın anlamına geliyor ve ismin bir kadına ait olduğunu belirtiyor. Tıpkı Türkçe'de 'yaşlı kadın/büyükanne' anlamına gelen "Nine" gibi...

Tümör olarak da kullanılan 'ur' kelimesinin tanımı: İnsan, hayvan ve bitki dokularında hücrelerin anormal çoğalması ile meydana gelen şişler. Sümerce 'Ur (Uru, Uri) kent, şehir demek. Yani yavaş yavaş büyüyen, gelişen bir yapı. Bugün ise şehir insanlığın tümörüne dönüşmüştür.

Sümerce 'sekrum', "bir kadınlar sınıfı" anlamına geliyor; Akkadca ise 'sekretu', "örtülü/kapalı kadın" demek. Aynı kelime Eski Babilce'de 'zi-ik-ru-um'a dönüşüyor.
İngilizce'deki "gizli, saklı, mahrem, bilinmeyen, esrarlı, gizem vs." anlamlarına gelen secret buradan geliyor.
#Sümerce 'sekrum', Akkadca ise 'sekretu' ve Eski Babilce'de 'zi-ik-ru-um'; Sümerlerdeki kapalı/örtülü kadınlardan oluşan bir kadınlar sınıfını tanımlamak için kullanılıyor. Bizdeki "saklı" kelimesi de büyük ihtimalle bunu ifade ediyor.


Sümerce di-kud/di-ku adalet, hakim, mahkeme anlamına gelir. (M.Ö.4.bin) 
Yunan adalet tanrıçası "Dike" de hak, doğruluk ve adaleti simgeler. (M.Ö.1.bin) Bu kelime mahkeme için de kullanılır ve mahkemede verilen hüküm için kullanılan "diken didonai" deyimi ceza görmek anlamına gelir.

Sümerce manu= saymak> minutu= sayı >> İngilizce minute= dakika 
ama-ar-gi= özgürlük> Yunanca anarkhe>> İngilizce anarchy= anarşi, yönetimsizlik 
bala-bala= konuşma, söylev, açıklama>> İngilizce blabla= anlamsız konuşma, falan filan

Yorumlar

Popüler Yayınlar