SOBASIZ DÜŞLER

"Banyo taburesine oturmadan önce su döken nesiliz biz!" Cemal Süreya

Cemal Süreya demiş ki;
"Banyo taburesine oturmadan önce su döken nesiliz biz!"

Neden diye sorsak size şimdi bilmezsiniz?
Daha doğrusu belli bir yaşın altındaki kitlenin bunu bilmesi imkansızdır.
Çünkü onlar "soba" nedir bilmezler, sobalı bir evde yaşamadıkları gibi, sobalı evde yaşamanın zor ama bir o kadar da kendine göre güzellikleri olduğunu bilmezler.
Eviniz üç odalı da olsa, dört odalı da olsa yaşanan odanın sadece sobalı tek oda olduğunu bilmezler.
Bütün ailenin orada yatıp kalktığını, bütün öğünlerde yemeğin orada sobanın başına serilen yer sofrasında yendiğini bilmezler.
Sobanın üzerinde pişen kestanenin tadını, kızaran ekmeğe sürülen erimiş tereyağın tadını ve soba üzerine konan portakal kabuğunun odaya yaydığı güzel kokuyu bilmezler.

Sobanın üzerinde yavaş yavaş demlenmiş çayın tadını bilmezler.

Soba borusuna asılan askılarda çamaşır kurutmayı bilmezler ya da ufacık bir çocukken, her pazar sobalı odaya taşınan teneke leğende yıkamamıştır anneleri onları hiç.
Sabaha karşı, sobanın yandığı odadaki sıcacık yataktan kalkıp buz gibi tuvalete gidip, sonra tekrar sıcacık yatağa girmenin zevkini de bilmezler.

Soba aileyi bir araya toplayan, bir arada tutan unsurlardan biriydi eskiden. Boşuna "baba ocağı" denmiyor, doğup büyüdüğümüz evlere.

Hatta çoğu evde, soba kullanılmasa bile 12 ay kurulu kalırdı, kış geçti diye toplanmazdı. Üzerine annemizin bir danteli örtülerek süslenirdi bir de. Yanmasa da soba, bir "ocak" olarak ona saygı gösterilmeye devam edilir ve evdeki varlığı devam ederdi.

Sonra, kaloriferli evlerle birlikte bütün ev ısınmaya başladı, bütün odalar ısındı. Aile bireylerinin bir araya toplanmalarını gerektirecek en önemli sebep ortadan kalktı. Herkes kendi sıcak odasına çekildi. Ailenin bütünselliği önce buradan zarar gördü. Eski Türkler'de ve Anadolu'da kutsal kabul edilen ocak söndü. 

Ve aramızdaki iletişimsizlik mikro boyutlarda önce ailemizde başladı. Sonra büyüyerek toplumsal boyuta ulaştı. Çünkü içimizi ısıtacak ilişkileri geliştiremedik, evimizdeki soba sönünce, iletişimin ailede başladığını unuttuk. Unuttuk o sıcaklığı...

Oysa "Banyo taburesine oturmadan önce su döken nesiliz biz",
Çünkü o tabureye oturmadan önce sıcak su dökmezseniz,
soğuktan götünüz donar...